• ANASAYFA



 
AVNİ MEMEDOĞLU'NUN SAVUNMASI

 

ÖRFİ İDARE KUMANDANLIĞI
BİR NUMARALI ASKERÎ MAHKEMESİ
YÜKSEK HEYETİNE

Kore'ye ilk kafilenin sevkedilişi sırasında şahit olduğum ayrılış sahneleri yanında benim tablomun suç sayılmaması icabeder. Zira orada ağlayan anaların ve yavukluların ağlaması nasıl suç sayılmamışsa bunların bir tasviri olan benim resmimin de suç sayılmaması mantık kuralıdır...

Müdafaamı böylece kısaca yaptıktan sonra şunu düşünüyorum. Eğer Brügel, Goya ve monarşiye karşı mücadele etmiş olan Domie, sayın bilirkişilerimizin ressam üyelerinin ellerine düşseydi zavallıların halleri ne olurdu acaba?

… Picasso, H. Matisse gibi Fransız Komünist Partisine üye olup tabloları milyonlarca franga satılan ressamlar, partilerine büyük para yardımları yaparlar. Sayın bilirkişiler bu ressamların resimlerini havi kitap, baskı ve reprodüksiyonlarının Türkiye'ye sokulmasına, onbinlerce satılmasına ve hattâ hocası bulundukları akademinin kütüphanesine bizzat kendileri tarafından satın aldırılmasına ne buyururlar? Akademi atelyelerinde bu ressamların tarzında çalışma tavsiye edilip, resimlerinin incelenmesi, talebeye öğütlenmez mi? Bu ve bunlar gibi ressamların resimleri sosyal realist tarzda mıdır? Sayın Bay Zeki Faik ihtilâlci ressam Dölakruva'yı kopye ve adapte etti diye kendisini ihtilâlci ve komünist olarak mı suçlamamız gerekir?

Biz bu memleketin çocukları olarak, bu memleketin gerçekleri üzerine eğiliyor ve bu yurdun sevinçlerini, dertlerini sanatkârane bir şekilde paylaşıyor ve bunu esas ittihaz ediyoruz. Sayın Cevat Dereli ve Zeki Faik İzer'in sanat hayatları boyunca birer Türk ressamı olarak tarihî, millî tablolarının sayısı tek elin parmaklarının sayısını geçer mi?... Biz 28 Nisan'ı hazırlayan sebepler ve 27 Mayıs'ın heyecanıyla fırça ve boyalarımıza sarıldık. Sayın hocalarımızın da, boş durmadıklarına yine çiçek, manzara, çıplak kadın ve anlamsız resim yapmakta devam ettiklerine, mezkûr sergimizden evvel mensup gruplarla aynı galeride açmış oldukları sergide bir defa daha şahit olduk. Onlar sanki Türkiye'de değil, Kaf Dağı'nda Peri Padişahının sarayında yaşıyorlar.

Zeki Faik ve Cevat Dereli'nin mensup olduğu gruplar, sosyal muhteva taşıyan, yurt ve memleket meselelerine ve realitelerine sırt çevirmeyerek bunları sanatlarına konu eden ressamlara karşı, yıllardan beri muarız olmuşlar, cephe almışlardır. Kuru, muhtevasız, nemelâzımcı ve şekilci bir sanat telâkkisine, Fransız ve ecnebi taklitçiliğine, tek kelime ile kozmopolit sanata düşman bu özbeöz bağımsız ve millî olan genç sanat neslini, her fırsatta baltalama yoluna gitmişlerdir.

Bilirkişi raporunda tablolarımızın sanat ve estetik değeri taşımadığı iddia edilmektedir, yani "teknik unsurlardan mahrumdur" deniliyor. Madem öyle, Güzel Sanatlar Akademisi müdürü iken Zeki Faik Bey bizlere diplomalarımızı para karşılığı mı verdi? Yoksa Marta'nın Varşova ve Paris Güzel Sanatlar Akademileri'nden aldığı diplomaları da mı Zeki Faik Bey vermiştir?

… Biz bugün kökü dışarda bir isnat ve zanla itham edilmekteyiz. Halbuki esas itibarı ile elli altmış yıldan beri millî bir Türk resminin doğmasına mani olan, kötü bir alafrangalığın sari bir hastalık gibi Türk sanat muhitini ve dolayısı ile Türk halkını sarmasında âmil Zeki Faik ve o kuşağa mensup sözde ressamların, bugün bizim yerimizde suçlu sandalyesinde olmaları gerekirdi.

Hakkımda ileri sürülen isnat ve iddiaları red ile beraatime karar verilmesini talep ve istirham ederim.

Avni Memedoğlu

 

 
YENİDAL GRUBU DAVASI HAKKINDA DAHA AYRINTILI BİLGİ
Politika-Sanat-Estetik Yolunda "Emeğin Ressamı" Avni Memedoğlu
ADLI KİTAPTA. BİLGİ İÇİN TIKLAYIN.

 
Bu sitede yer alan görsel ve yazınsal malzemenin tüm hakları Sorun Yayınları Kolektifi'ne aittir. © 2005.